DÜŞÜNCE

İslam Dünyasının Özgürlük Mücadelesi / Hasan TURABİ
Dinen de, örfen de, insani olarak da meşrû kabul edilen, sınırları ve hedefi belirlenmiş bir özgürlük mücadelesi düşman tarafından “terör” diye nitelendirilse de o meşrû bir savunma ve direniş hareketidir. Meseleye bu temel mantıkla yaklaşıldığında savunma; maruz kalınan zulmün ardından ortaya konan
Sünni-Şiî Yakınlaşması: Dârü’t-Takrîb Tecrübesi / İlyas ÜZÜM
Mezhepler ister itikadî ya da amelî, ister siyasî olsun, tarihin ve sosyolojik şartların tesiriyle oluşmuştur. İslâm mezheplerinin teşekkülünde dinî hükümlerin yanı sıra görmezlikten gelinemeyecek sosyal şartların da rolü vardır.Hangi İslamcılığın Dili / Hamza TÜRKMEN
Hiçbir İslâmcılık tartışması ideolojik perspektiften veya din tartışmasından kopuk değildir. Bu tartışmalarda herkes, kendi din algısını temel alarak sosyal vakıayı yorumlamaya çalışırken, aslında kendi kimliğini ve duruşunu ortaya koymaktadır.İslâm’da Akıl ve İman / Muhammed Abid el-CÂBİRÎ
İman itikat, tasdik ve ihlas-halâs manalarını içermektedir. Nitekim Hıristiyanlıkta ve İslam’da böyledir. Yahudilikte ise iman, itikat anlamındaki “iman” değil, “Allah’la anlaşmasına” vefa gösterme anlamına gelir.18. ve 19.Yüzyıllarda İctihad ve Taklid / Rudolph PETERS
Gerçekte bütün tartışma “tercih edilecek olan nedir?” sorusuyla özetlenebilir: Kur’an ve hadisin açık nasları mı, yoksa bir mezhebin hükmü mü? Müelliflerimizin ortak olduğu nokta her birinin, sanki kurucuları günahtan korunmuş ve peygambere benzemekteymiş gibi, bir mezhebe körü körüne bağlanmayı rİkbal'in İçtihad Anlayışı / Wasim Ahmed
İkbal, insanlığın bugün üç şeye ihtiyaç duyduğunu ifade etmektedir. 1. Kainatın ruhi/manevi bir şekilde yorumlanması, 2. Kişinin ruhi/manevi kurtuluşa ermesi ve 3. İnsan toplumunun manevi temeller üzerinde gelişimini sağlayan temel evrensel prensiplerin kabul edilmesidir.Kültürel Kimlik Krizi ve Siyasal İslam / Murat GÜZEL
Yaşadığımız tarih krizi Batılı tarihin ve Batı’nın tarihsel serüveninin ökümenik ve evrensel bir niteliğe sahip olduğunun, yani diğer kültür ve toplumların bu tarihin geri aşamalarını teşkil ettiğinin düşünülmesiyle başlamıştır.Müslümanlar ve Cemaatleşme Problemi / Şemseddin ÖZDEMİR
Kimi örgütler ve teşkilatlar saltanat geleneğini, kimileri tarikatlardaki uygulamayı bir teşkilatlanma modeli olarak hala taşımaktadırlar. Bu hem saltanatvari, hem de tarikatvari örgütlenme modelinin zaafı, bugün, bu rejimlerdeki, bu ülkelerdeki demokratik partilerde bile varit olan bir özelliktir.Soyut Zeminde Sahih Düşünce Kurma Arayışı / Rasim ÖZDENÖREN
Günümüz Müslüman kavramı ile anlaşılması gereken olgu, neyi işaret ediyor olabilir? Bu kavramın işaret ettiği nesneyi (özneyi) belirlemedikçe soru havada kalacağı gibi, dolayısıyla sorunun cevabı da havada kalmaya hükümlü olacaktır.İslami Hareketler Özeleştiri ve Yeniden Düşünme / Raşid el-GANNUŞİ
İslami hareketlerin birinci önceliği iktidara gelmek olmamalıdır. Hükümet idaresini ele geçirmek de, muhtemel en büyük başarı olarak görülmemelidir. En büyük başarı, insanların İslam’ı ve onun liderlerini sevmelerini sağlamaktır.- Bizim için “İslâmlaşmak” demek, İslâmiyetin inanç, ahlâk, yaşayış ve siyasete ait esaslarının tam olarak tatbik edilmesi demektir. Bu tatbikin ise o esasların, zaman ve muhitin ihtiyaçlarına en uygun bir şekilde tefsir edilmesinden sonra yapılması gerekir.
Reşid Rıza'da Taklid Düşüncesi / Özgür KAVAK
Reşid Rıza’nın bütünüyle klasik dünyada varlık bulan tartışmalara yine bu dünyaya has bir zihnî ön kabulle yaklaştığını söylememiz mümkün değildir. Onun taklid ve mezhep meselesini gündeme daha üst düzeyde bir proje dahilinde taşıdığı, yazılarından anlaşılmaktadır.Toplumsal Değişme ve İslam / Mustafa AYDIN
Bu açıdan baktığımızda günümüzde Müslümanların İslâmî anlayışlarındaki en önemli eksikliklerden birisi, ahlâki ve tarihi çerçeveyi birbirinden ayıramamaları, tarihi birikimin bütününü ahlâkî, değişmeyen bir alan saymalarıdır. Bu durumda İslâm'ı yaşamak, tarihî birikimi bütünüyle hayat sahasına koymaİslam Düşüncesinde Tercüme Hareketleri / De Lacy O'leary
Harran’ın yetiştirdiği en mümtaz sima, Yunanca, Süryanca, Arapça bilen ve sadık kalmış bulunduğu paganizm âyin ve inançları üzerine olduğu kadar, mantık, matematik, astronomi ve tıp hakkında da birçok eserler vermiş olan Sabit b. Kurra (ölm. H. 289 / M. 902)’dırİttihad-ı İslam ve Modernizm / Aziz AHMED
İslâm tarihi artık tek bir tarihsel süreçse, Müslüman bir ülkenin bağımsızlığına yapılan saldırı bütün İslâm ülkelerine yapılıyor demekti. Afgani bu nedenle, Darü'l- İslam'ın Avrupalı devletlerin stratejisi ya da kendi aralarındaki rekabetleriyle saltanatlarını sürdürebilen sultanlarca yönetilen, çö- Bu kitap, "dostunun cehaleti" ve "düşmanının hilesiyle" yapraklan açıldığı günden beri, yaprakları masraflı olmaya başladı. "Metni" terk edilip "cildi" revaç bulduğundan beri adı "okumak" anlamına gelen bu kitap, okunmaz oldu.
İslam Düşünce Tarihinde Tercüme Faaliyetleri / M. Şemsettin Günaltay
İlk dönemlerde Yunan felsefesi tamamıyla kavranılamamıştı. Ama bu durum çok doğaldı. Çünkü çeşitli yollardan gelen, çeşitli dillerden tercüme edilen felsefi ekolleri, henüz ilmi bir mahiyet kazanamamış olan bir dille, henüz felsefe ile ilişkisi olmayan zihinlere yerleştirmek oldukça zordu.Raşid El-Gannuşi: Şeriat Ve Sivil Toplum Sorunları / İbrahim M. Ebu-RABİ
Gannuşi'nin temel sorunu, klasik sömürgeciliğin ve küreselleşmeye metamorfozu ile ilgilidir. Sömürgeciliğin başlangıcından bu yana taktik değiştirdiğini; ancak korunmaya muhtaç Üçüncü Dünya ülkelerini manipüle etme ve sömürme amacını değiştirmediğini ileri sürmektedir.- "Mesela, ‘Tanrı’nın varlığına ve onun bizi sevdiğine iman ettik’ demek, ‘biz bunları hiçbir delile ve akıl yürütmeye dayanmadan kabul ettik ve biz Tanrı’nın bizi sevdiğini ispatlamaya veya çürütmeye çalışan hiçbir şeyimiz olsun istemiyoruz’ demektir."
Peygamber ve Kur'an'ın Sıkı İlişkisi / Muhammed Abid el-CABİRİ
Kur’an ve Hz. Peygamber arasındaki ilişki oldukça sıkı bir ilişki idi. Günlük ve hatta anlık gelişmekte, fakat her zaman “makul” sınırlar içerisinde, akli alanda cereyan etmekteydi. Nitekim Kur’an hiçbir zaman Peygamber’in şahsına yahut davranışlarına karşı aşırı övgücü bir tavır takınmamıştır.Tevhidin Toplumsal Düzen İlkesi / İsmail Raci FARUKİ
Tevhid ışığı altında, Müslümanların yaşamları Allah’ın sürekli gözetimindedir. Allah her şeyi bilir, görür, insanın iyiliği-kötülüğü her an kayıt edilir. İnsanın hedefi ilahi emirlerin tüm yeryüzünde gerçekleştirilmesidir.
Mustafa YILMAZ
Bugün Puthanede İbrahimiz! Yarın Ne Olacağız?
Urvetü`l Vuska - Tüm hakları saklıdır. ® 2014 - Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir. Networkbil.Net